2 Temmuz 2017 Pazar

yandaki mattaki yabancı ve sanghalara doyamamak

 

IMG_3778   Pantrix Kasım 2015 Sanghamız ♥️

 

Bu sabah orta seviye sanghası olarak stüdyoda buluşup, ders yılı sonunda öğrendiğimiz üçüncü prelüdü çalışma randevumuz vardı, dolayısıyla,her zamanki saatimden geç uyandım. Dünkü yazıda sarılacağım, kucaklayacağım dediğimden olsa gerek ( :P) pek kalabalık değildik. On kişiden azdık galiba. Biraraya gelmek heyecanlı şey. Buraya yazan sangha mensuplarından Anıl, Zeynep ve Özlem vardılar sabah sınıfta. Yazıp da bu sabahki buluşmaya gelememiş olanlar gibi yazmayan ama bizimle, burada olduklarını hissettirenler de oldu. Herkes benim gibi hissediyor mu bilmem diye başlardım ben bu cümleye normalde ama bu alan sayesinde anladım ki çoğumuz aynı hislerdeyiz; aynı öğrencilerden oluşan bir sınıf olarak uzun süredir aynı hocadan ders görüyor olmak aramızda çok güzel bir birlik duygusu oluşturmuş.

Yoga insanı katman katman soyar, hocamızın hocasının dediği ve burada diğer arkadaşlarımızın da daha evvel değindikleri gibi “ruhu ruh olmayan her şeyden arındırır” iken tanıdık gözlerin önünde soyunmak işi biraz daha kolaylaştırıyor bence. Daha güvenli, daha desteklenmiş hissediyorum ben. Mesela eskiden; yoga stüdyolarında hoca seçip derse girerken yanımdaki matta benim yapamadığım bir pozu yapan kişiye, ne yalan söyleyeyim, biraz haset duyardım. Öncelikle o bir yabancı idi benim için genellikle. Beceremediğim o poz ne ise artık (illa ellerin kolların üzerinde dengeye kalkılan bir şeymiştir, onları hala beceremiyorum ) bir yabancının gözünün önünde başarısız olmaktan, o başarısızlığımı nasıl karşıladığımı açık etmekten rahatsız olurdum galiba. O zamanlar bilmiyor muydum peki, yoga başarmakla ilgili değil! Sorsanız söylerdim elbet; ama bilmek ayrı, uygulamak ayrı. İşte bu bilgiyi uygulama alanını ben sangha’da buldum.

İlk sangham canım arkadaşım Mey’den aldığım eğitmenlik eğitimindeki kızkardeşlerim oldu. Çok şanslıymışız; on kişilik bir gruptuk. Altı ay boyunca aynı hocanın öğrencisi olduk; öğrendik, açıldık, güldük, ağladık, şaşırdık… Çoğunuz eğitmenlik eğitimi almışsınızdır, neden bahsettiğimi tahmin ediyorsunuzdur. Hala görüşüyoruz. Hepsini çok seviyorum.

İkinci sangham o zamanlar bloğunu takip ettiğim ama burnumun dibindeki yoga okulunda verdiği derslere gitmemiş olduğumdan kendisini henüz tanımadığım Defne Hoca’dan okuyup izini sürerek bulduğum Pantrix Sanghası. Her ziyaretimde genişliyor, derinleşiyor. Şurada anlatmıştım; isterseniz buyrun… Onları artık aileden sayıyorum.

Bir de kısa süreli olsa da Aştanga sanghası girdi araya. Onu da yazmazsam tek kişilik dev sangham Gül'cüğüme ayıp olur.

Ve tabi Shadow Yoga ailem. Sadece sınıf arkadaşlarım değil; alt ve üst seviyeler ve İzmir ayağıyla; ben biricikliğimi ve sıradanlığımı aynı anda deneyimlerken bana destek olduklarını hissettiğim yol arkadaşlarım.

Sende sangha bolmuş diyeceksiniz, durun daha bitmedi; bir de siz varsınız. 28günyoga sanghası olarak sizi es geçmeyeceğim elbette : )

Şu kendi yogamı yapacak yerde yandaki mattaki kızın ne yaptığına baktığım, hasedimi itiraf ettiğim sahneye geri dönecek olursak: Hocam Panço elimize yoga pozlarının mükemmel hallerinin fotoğraflandığı bir kitabı verip işaret etmişti: Mükemmel öne katlanma fotoğrafındaki kız ile mükemmel geriye açılma fotoğrafındaki aynı kız değil. Çünkü hepimizin bedeni yapısı gereği bazı şekillere daha kolay giriyor. Bununla birlikte, yine onun sözleriyle your body is highly suggestible! Bedenimiz önerilerimize son derece açık. Kafamız açık olsun yeter ki!

Bir de şu var ki; Bir sanghanın parçası olduğunuzda  o yandaki mattaki (mat da kullanmıyoruz ya biz, lafın gelişi işte) kız artık bir yabancı değil ; Zeynep olsun bu seferlik o kız mesela. At duruşunda duruyor olsun Zeynep. Gözüm ona kayınca düşünmeden edemiyorum, ne güzel duruyor öyle. Ayaklarının, üst bacakları ile alt bacaklarının mükemmel açısı, gövdesinin kalçası üzerinde dik ve hafif duruşunu görünce mutlu oluyorum. Zeynep’i iki senedir defalarca gördüm yoga yaparken, onun da bir asana modeli değil bir insan olduğunu, zorlandığı ya da kolayca girdiği pozlar olduğunu biliyorum. Bir de üstüne üstlük seviyorum onu. Öyle olunca onun bu harika duruşu beni haset değil mutlu ediyor.

Belki siz yandaki mata bakmayanlardansınızdır. Ne mutlu size. Olur ya aramızda benim gibi yandaki mata göz atanlar varsa bilesiniz; sanhga bu zararlı alışkanlığa da birebir : )

Bu gün üçüncü prelüdü çalıştık ve ben gördüm ki bir aydır omzum ağrıyor diye çalışmadığım bu prelüdde omzumu incitebilecek sadece bir hareket varmış. E ben bilmiyor muydum bu prelüdde ne hareketler var. Güya biliyordum ama işte yine; bilmek ayrı uygulamak ayrı. Canımın yanacağı fikrine körü körüne inanmaktansa bir defa uygulasaymışım yeni öğrendiğim, çok da zevk aldığım bu seriden ayrı bir ay geçirmek zorunda kalmazmışım. Neyse, önümüzdeki günlerde bu açığı kapatırım artık.

Yarın işe başlıyorum sanghacığım. Bana yine Amerika yolları gözüktü. Bu gece yazmakta bayağı geç kaldım. Şimdi bunu yayınlayıp uykuya koşacağım ki yarın yogamdan geri kalmayayım. Hepinize iyi uykular!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder