25 Haziran 2017 Pazar

yeni ay/ yeni baştan

İstanbul. 2 Haziran sabahı, 28günyoga'nın dördüncü günü çıktığım medivenlerden aynı bavullarla inip evime geldim bu sabah. Hoşgeldim. Ben yokken yaz da gelmiş,  sabah henüz 06.00, sizlerin uğruna erken kalkıp yakalamaya çalıştığınız sabah serinliği öğlen sıcağı gibi geldi bana. Çok geçmeden alışırım. Zaten bizim evin camları açıldığında camlardan içeri İstanbul'un en güzel rüzgarları doluyor. Yaz gelip de arkadaşlarım sosyal medyada esmiyor! serzenişleri yapmaya başladıklarında ben valla burada esiyor diye tahtalara vuruyorum. Ev küçük müçük ama rüzgarları boyundan büyük maşallah. Şükür!

New York'taki son gece, yağmura aldırmadan dolandığım sokaklara veda edip de otele varınca beklenmedik bir ziyaretçi ile karşılaştım. 28günyoga'nın ilk döngüsünde ikinci gün başlayan regl bu sefer beklediğimden evvel geldi.  Yani bizim ikinci periodun sıfırıncı günü benim kişisel periodumun ilk gününe denk gelmiş oldu. Yine yedek kulübesinde başlamış oldum döngümüze ama içten içe mesudum zira  uçtuğum için zaten bu günlerde yoga yapamayacaktım. Şimdi hem kırmızı çadır günleri ile uçuş günleri birleşince yogaya vermek zorunda kalacağımı düşündüğüm ara da kısalmış oldu hem de reglim yeni ay ile uyumlandı. Pınar'ın yazısından öğrendiklerime göre bu uyumlanma bu aya mahsus olacak gibi çünkü benim yumurta döngüm 23 ile 28 gün arasında değişirken sevgili ay ortalama 29 günde bir tur atmış oluyor. Bir aylık da olsa hoşuma gidiyor bu eşzamanlılık. Üstelik 28 gün ara vermeden yoga yapmanın regl üzerindeki etkilerini merak ediyordum. Daha evvel Tayland'daki okulumda katıldığım bir aylık kurs dönemlerinde iki defa 30 gün aralıksız yoga yapmışlığım var ama günde sekiz saat yoga/ders/meditasyon yaptığımız ve her açıdan derin ve yorucu geçen o aylar ile kendi bedenimin sorumluluğunu alarak, kendimi dinleyerek şefkatli bir disiplin ile yogama bağlandığım bu dönem birbirinden oldukça farklı. Sonuçları da farklı olacak gibime geliyor. Ağrımı, kanamanın akışını, rengini not ediyorum. Şimdilik sancısız geçen bir period olduğunu söyleyebilirim.

Dün uçakta gelirken yeni ay için niyetlerimi günlüğüme yazdım. Sizlerle paylaşmak istediklerim şunlar:

Ben bu ay ağzıma giren ve çıkana dikkat etmek istiyorum. Yediğim/içtiğim, sustuğum/söylediğim ne için? Nelere hizmet ediyor, neleri besliyorum. Beslemeyi tercih ettiğim his GÜVEN ama bu hissi kendime dayatarak değil olan biteni izleyerek, anlamaya çalışarak, izini sürerek tanımak istiyorum. Eğer güveni beslersem otomatik olarak korkuları da aç bırakırmışım gibi geliyor. Bakalım, belki yanılıyorumdur ama niyetim dikkatle izlemek zaten. Bu amaçla gün içindeki izleyici zihnime ek olarak sabah yogadan, akşam uykudan evvel birer ghatilik meditasyon yapacağım.

Duyguların içine sanki, Cihangir'de 1500 liraya sahibinden,depozitosuz, manzaralı ev bulmuşum gibi çıkmamacasına yerleşmekten ziyade, onların geçici doğasının bilincinde bir seyirci olan tarafımı beslemek istiyorum. Canım arkadaşım Pino bir tshirte yazdırmıştı: feelings are the worst diye. Duygular o kadar kötü değiller belki ama eminim sandığım kadar gerçek de değiller. Zihnimin her kişiye, olaya bir duygu üretmek zorunda olduğunu sanan tarafına 28 günlük bayram tatili.

Ben de hocam ve sevgili Pınar gibi sosyal medyaya kısıtlama getirmeye niyet ediyorum. Telefonumdan uygulamaları sildim. Bu blog yazılarını Facebook'ta paylaşmaya devam edeceğim, bunu için bir düğmeye basmak yetiyor ama sonra peşlerine düşüp de kim beğenmiş, ne demiş diye takip etmeyeceğim. Pınar'ın güneş günleri yarım saat uygulaması aklıma yattı. Onun yolundan yürümeye niyet ediyorum.

Arkadaşlarımın hikaye yazmak niyeti beni heyecanlandırsa da daha evvel blog/günlük dışında bir şey yazmadım. Yazmayı çok seviyorum ama şimdiye kadar hep kendimi ifade edişimle kendimi anlayayım/kavrayayım/iyileştireyim diye aldım kalemi elime. İşin yaratıcı yazarlık tarafında hep okur olarak kaldım. Nerden başlanır, nasıl, ne yazılır hiç bilmiyorum ama heyecanım bana içimde birşeylerin bunu denemek istediğini söylüyor. Bu 28 gün boyunca bu hissin peşine düşecek, eğer bir yere varabilirsem de bunu sizinle paylaşacağım. Her türlü yol göstermeniz, tavsiyeniz beni tarifsiz mutlu eder.

Son olarak da bu kendime bir kirtan defteri yapmaya, çok sevdiğim kirtanların sözleri ile manalarını, hikayelerini bir defterde toplamaya niyet ediyorum. Bu amaçla bir defter alıp Ekvador'a bile götürmüştüm ama sosyal medya batağından çıkıp da elime alamamıştım bir türlü. Bu ay böyle bir derdim olmayacağına göre ay sonuna kadar bu niyette yol alacağıma eminim.

Haydi öyleyse! Sanghamız ve niyetlerimizin tohumları da ayla birlikte büyüsün. Yolumuz açık, seyrimiz keyifli olsun!

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder